+ Konu Cevaplama Paneli
Sayfa 1 Toplam 2 Sayfadan
1 2 SonuncuSonuncu
1 den 10´e kadar. Toplam 16 Sayfa bulundu

Konu: BİLGİSAYAR DEVRELERİ VE EKİPMANLARI KURULUMU VE TANITILMASI

  1. #1
    Banned mahmut7272 yararli uye mahmut7272 yararli uye mahmut7272 yararli uye mahmut7272 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Mar 2008
    Yaş
    41
    Mesajlar
    99
    Post Thanks / Like
    Teşekkür
    45
    Thanked 132 Times in 68 Posts
    Tecrübe Puanı
    0

    BİLGİSAYAR DEVRELERİ VE EKİPMANLARI KURULUMU VE TANITILMASI

    BİLGİSAYAR DEVRELERİ VE EKİPMANLARI

    "Bilgisayardaki görüntüyü pc ye aktarma" nasil gerceklestirilir,kisa ve basit bir dille anlatmaya calisacagim..Öncelikle Sahip oldugunuz ekran kartinin Tv out cikisi(S-Video) olmali,bu yolla görüntüyü tv ye veya baska bir cihaza aktarmak mümkün..

    Ikinci olarak Televizyonunuzda s-video girisi (s-video,video in veya EXT1-2, Composite video girisi veya baska ifadelerle belirtilmisdir) ya da en kötü ihtimalle bir scart girisine sahip olmaniz yeterlidir..
    Hem ekran kartimin tv out (video)cikisi hemde uygun bir televizyona sahibim diyorsaniz yolun yarisini geride biraktik demektir..Simdi ihtiyacimiz olan sey video ve audio bilgilerini televizyona aktarabilecegimiz bir kablo..Kendi kullandigim kablo 10 metrelik ve hicbir sinyal kaybi olmadan max düzeyde görüntü aliyorum..Simdi kablonun bilgisayara baglanan(bilgisayar tarafinda 2 uc-video-audio) uclari; sagdakini ekran kartimizin tv out cikisina yerlestiriyoruz(pinli girise-yukaridaki resimde gösterilen yere),digeri ise resimde görüldügü gibi audio baglantisi,onuda bilgisayarimizda uygun yere bagliyoruz..

    Diger ucu ise Televizyonumuzun scart girisine bagliyoruz..Piyasada bulunan kablolarin cesitliligine(ekran kartinizin composite cikisindan görüntü almak isterseniz yine farkli bir kablo) göre ya scart cikisli yada ikinci resimde görüldügü gibi kirmizi beyaz sari cikisli oldugu takdirde ilgili bölmelere,egerki onlar yoksa resimde görüldügü gibi bir ön parca alarak scart girisimize baglayabiliriz..(Böyle bir parcaya ihtiyac duyarsaniz pratiklik acisindan in out anahtari olan bir parca almanizi öneririm,yada cesitli kombinasyonlara sahip parcalar da var ve bu sekilde görüntü 2inci bir televizyona da aktarabilmeniz mümkün

    Bilgisayar ile Televizyonumuzu birbirine bagladik,simdi bilgisayarimizda ilgili son ayarlari yapacagiz..Bunun icin Desktopumuzda(Bendekiler farkli) bos bir alana sag tiklayip Özellikler/Ayarlar/Gelismis i seciyoruz..

    Resimlerde görüldügü gibi(tam emin degilim ama ekran kartiniza göre sanirim 2.secenek icin farkli bir ikon olabiliyor) 1 ve 2 Monitör seceneklerimiz mevcut,burda 2 secenegi sectikten sonra asagidaki isaretsiz kutucugu isaretliyoruz(son resimde okla gösterilen) yere tikliyoruz(Türkce olarak ne yazdigindan emin degilim,ama suna benzer bir secenek olmali; "Windows Desktopu bu monitöre aktar" ya da arkadaslar düzeltirse daha da iyi olur) ve son olarak Ok ledikten sonra olayi bitiriyoruz..(daha bitmedi )
    Bu islemler icin cesitli programlar var,hepimizin sikca duydugu isim ise Tv tool,illaki programla denemek istiyorum derseniz indirmek icin
    Programi indirirken hangi kartlari destekledigine dair bilgilerde var
    Simdi Tv de uygun ayarlari yapmak icin kumandamizin AV tusuna basiyoruz..

    Görüldügü gibi AV-1 de birsey yok AV tusuna basiyoruz bir kez daha,AV-2 de görüntü siyah-beyaz,bir kez daha AV tusuna bastigimizda ise AV-2 S de bilgisayarimizdaki görüntüyü net ve renkli olarak televizyonumuzda görüyoruz..
    Görüntüyü aktardik simdi filmlerimizi tv de nasil izleyecegimizi ögrenecegiz(yada bundan sonra Televizyonuzun ekranini nasil kullanacaginiz size kalmis,isterseniz büyük ekranda oyun oynamaya baslayabilirsiniz)..Bsplayer ile herhangi bir filmimizi acalim..Simdi ben desktopumun görüntüsünü sizlerle sunacagim

    Görüldügü gibi gayet ilginc,sanki televizyonda monitörün yanindaymis gibi..devam ediyoruz..

    Bsplayerla actigimiz film ekranini mause ile tutup sag tarafa cekip birakiyoruz(daha iyi irdelenmesi acisindan ben ekrani ortada biraktim)

    simdi ise film ekranini komple sag tarafa cekip birakiyoruz(yani bilgisayar ekraninda bsplyr film ekrani kaybolmus durumda olacak ve siz bunun paralel olarak tv ye kaydigini gözlemleyebilirsiniz),ve film ekranini büyütmek icin üzerinde herhangi bir yere mause sol 2 kere tikliyoruz,su an filmimiz tam ekran Televizyonumuzda..


    Ve son olarak zzzzzz sesinden kurtulmak icin anten fisini televizyondan cekiyoruz..
    Nette okudugum bilgiler cercevesinde ;"ekran kartinizin tv out cikisi olmadan da cesitli araclar geregiyle görüntüyü tv ye aktarabilmeniz mümkün.."


    "Bilgisayardaki görüntüyü pc ye aktarma" nasil gerceklestirilir,kisa ve basit bir dille anlatmaya calisacagim..Öncelikle Sahip oldugunuz ekran kartinin Tv out cikisi(S-Video) olmali,bu yolla görüntüyü tv ye veya baska bir cihaza aktarmak mümkün..

    Ikinci olarak Televizyonunuzda s-video girisi (s-video,video in veya EXT1-2, Composite video girisi veya baska ifadelerle belirtilmisdir) ya da en kötü ihtimalle bir scart girisine sahip olmaniz yeterlidir..
    Hem ekran kartimin tv out (video)cikisi hemde uygun bir televizyona sahibim diyorsaniz yolun yarisini geride biraktik demektir..Simdi ihtiyacimiz olan sey video ve audio bilgilerini televizyona aktarabilecegimiz bir kablo..Kendi kullandigim kablo 10 metrelik ve hicbir sinyal kaybi olmadan max düzeyde görüntü aliyorum..Simdi kablonun bilgisayara baglanan(bilgisayar tarafinda 2 uc-video-audio) uclari; sagdakini ekran kartimizin tv out cikisina yerlestiriyoruz(pinli girise-yukaridaki resimde gösterilen yere),digeri ise resimde görüldügü gibi audio baglantisi,onuda bilgisayarimizda uygun yere bagliyoruz..

    Diger ucu ise Televizyonumuzun scart girisine bagliyoruz..Piyasada bulunan kablolarin cesitliligine(ekran kartinizin composite cikisindan görüntü almak isterseniz yine farkli bir kablo) göre ya scart cikisli yada ikinci resimde görüldügü gibi kirmizi beyaz sari cikisli oldugu takdirde ilgili bölmelere,egerki onlar yoksa resimde görüldügü gibi bir ön parca alarak scart girisimize baglayabiliriz..(Böyle bir parcaya ihtiyac duyarsaniz pratiklik acisindan in out anahtari olan bir parca almanizi öneririm,yada cesitli kombinasyonlara sahip parcalar da var ve bu sekilde görüntü 2inci bir televizyona da aktarabilmeniz mümkün

    Bilgisayar ile Televizyonumuzu birbirine bagladik,simdi bilgisayarimizda ilgili son ayarlari yapacagiz..Bunun icin Desktopumuzda(Bendekiler farkli) bos bir alana sag tiklayip Özellikler/Ayarlar/Gelismis i seciyoruz..

    Resimlerde görüldügü gibi(tam emin degilim ama ekran kartiniza göre sanirim 2.secenek icin farkli bir ikon olabiliyor) 1 ve 2 Monitör seceneklerimiz mevcut,burda 2 secenegi sectikten sonra asagidaki isaretsiz kutucugu isaretliyoruz(son resimde okla gösterilen) yere tikliyoruz(Türkce olarak ne yazdigindan emin degilim,ama suna benzer bir secenek olmali; "Windows Desktopu bu monitöre aktar" ya da arkadaslar düzeltirse daha da iyi olur) ve son olarak Ok ledikten sonra olayi bitiriyoruz..(daha bitmedi )
    Bu islemler icin cesitli programlar var,hepimizin sikca duydugu isim ise Tv tool,illaki programla denemek istiyorum derseniz indirmek icin
    Programi indirirken hangi kartlari destekledigine dair bilgilerde var
    Simdi Tv de uygun ayarlari yapmak icin kumandamizin AV tusuna basiyoruz..

    Görüldügü gibi AV-1 de birsey yok AV tusuna basiyoruz bir kez daha,AV-2 de görüntü siyah-beyaz,bir kez daha AV tusuna bastigimizda ise AV-2 S de bilgisayarimizdaki görüntüyü net ve renkli olarak televizyonumuzda görüyoruz..
    Görüntüyü aktardik simdi filmlerimizi tv de nasil izleyecegimizi ögrenecegiz(yada bundan sonra Televizyonuzun ekranini nasil kullanacaginiz size kalmis,isterseniz büyük ekranda oyun oynamaya baslayabilirsiniz)..Bsplayer ile herhangi bir filmimizi acalim..Simdi ben desktopumun görüntüsünü sizlerle sunacagim

    Görüldügü gibi gayet ilginc,sanki televizyonda monitörün yanindaymis gibi..devam ediyoruz..

    Bsplayerla actigimiz film ekranini mause ile tutup sag tarafa cekip birakiyoruz(daha iyi irdelenmesi acisindan ben ekrani ortada biraktim)

    simdi ise film ekranini komple sag tarafa cekip birakiyoruz(yani bilgisayar ekraninda bsplyr film ekrani kaybolmus durumda olacak ve siz bunun paralel olarak tv ye kaydigini gözlemleyebilirsiniz),ve film ekranini büyütmek icin üzerinde herhangi bir yere mause sol 2 kere tikliyoruz,su an filmimiz tam ekran Televizyonumuzda..


    Ve son olarak zzzzzz sesinden kurtulmak icin anten fisini televizyondan cekiyoruz..
    Nette okudugum bilgiler cercevesinde ;"ekran kartinizin tv out cikisi olmadan da cesitli araclar geregiyle görüntüyü tv ye aktarabilmeniz mümkün.."
    Konu mahmut7272 tarafından (02-05-2008 Saat 19:35 ) değiştirilmiştir. Sebep: Automerged Doublepost - Cift Mesaj Birlestirme

  2. The Following 3 Users Say Thank You to mahmut7272 For This Useful Post:

    murat7272 (28-05-2008), qazwsx (07-05-2008), solujan (30-05-2008)

  3. #2
    Banned mahmut7272 yararli uye mahmut7272 yararli uye mahmut7272 yararli uye mahmut7272 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Mar 2008
    Yaş
    41
    Mesajlar
    99
    Post Thanks / Like
    Teşekkür
    45
    Thanked 132 Times in 68 Posts
    Tecrübe Puanı
    0
    HDTV yayın, yüksek rezolüsyonlu wide-screen video sinyali ile birlikte dolby digital sesi bir arada sunmayı amaçlayan bir digital televizyon yayın standardıdır. Bu yayın standardının bazı parametreleri tam olarak netleşmemiş olup değişik yayın kuruluşlarınca değişik standartlar uygulanmaktadır. Amerikadaki ATSC kurumu (Advanced Television Systems Committe) HDTV yayınlar için standartları belirlemiştir. Kesinleşen standartlar şunlardır

    1-Yüksek rezolüsyonlu digital video datası: HDTV video standardı, yayıncı kuruluşun tercihine göre interlaced veya progressive scan olabilir.Eğer yayın interlaced olacak ise 1920iX1080i rezolüsyonunda olmalıdır. Progressive scan yayının rezolüsyonu ise 1280pX720p olmalıdır.
    2-Geniş ekran formatı (16:9)
    2-Dolby digital ses

    Buraya kadar belirlenen standartlar görüntü ve ses içindir. Dikkat edilirse HDTV standardında bu yayının hangi yoldan (kablo,uydu v.s) yapılacağına dair bir parametre yok. Yüksek rezolüsyonlu görüntü ve dolby digital ses datası bir arada, oldukça geniş bir bandı işgal etmektedir. Bu kadar geniş bandlı bir sinyali kablo ve uydu kanalları ile aktarabilmek oldukça külfetli olmaktadır. O yüzden yayıncı kuruluşlar HDTV sinyallerini değişik formatlarda sıkıştırarak aktarma yoluna gitmektedirler. Amerikadaki birçok yayın kuruluşları bu amaçla Mpeg2 sıkıştırma formatını kullanmaktadırlar. Bu formatla sıkıştırılan görüntü hem daha az bir band işgal etmekte, hemde kalitesinden çok fazla kaybetmemektedir. Dünyanın başka yerindeki başka bir yayıncı kuruluş ise HDTV sinyallerini mpeg4 sıkıştırma formatı kullanarak yayınlamayı tercih edebilir. Mpeg4 formatını kullanan yayıncı kuruluş HDTV sinyalini mpeg2'ye göre biraz daha fazla sıkıştırıp yayın kalitesinden biraz daha fedakarlık yapar, ancak sinyal band genişliğini düşürdüğü için bu sinyalleri daha kolaylıkla iletebilmiş olur. Bir şekilde sıkıştırılmış olan sinyal, çanak anten sayesinde uydudan alınıp HDTV receivera ulaştığında, uydu alıcı tarafından işlenmek zorundadır. Yani içindeki mpeg decoder tarafından tam tersi işlemden geçirilerek kodu çözümlenmelidir. Kodu çözümlenen sinyal HDTV uyumlu tv'ye aktarıldığında gerçek kalitesinde seyredilebilir.

    Gelelim HDTV uydu receiver ile mpeg sıkıştırma formatı arasındaki ilişkiye. Öncelikle HDTV yayın için yapılmış olan bir uydu receiver'ın olmazsa olmaz denebilecek özelliklerini yazalım: Bu özellikler HDTV yayın standardı için kabul edilmiş olan kesin standartları karşılayabilecek şekilde olmalıdır. Yani:

    1-HDTV receiver, progressive scan yayını alabilmek için mutlaka progressive scan olmalı ve 1280px720p rezolüsyonunu desteklemelidir.İnterlaced HDTV yayınlar için ise 1920ix1080i rezolüsyonu desteklemesi gerekir. Ayrıca bu sinyallerin HD-televizyona aktarılması için DVI ve/veya HDMI gibi yüksek kaliteli video bağlantısına ait çıkışları olmalıdır.

    2-HDTV receiver dolby digital ses için uyumlu olmali ve bu sinyal için optik ve koaksiyel digital ses çıkışları olmalı.

    3-İzlenecek yayınlara uygun olan Mpeg decoder'ı içinde bulundurmalı.(mpeg2 decoder ve/veya mpeg4 decoder v.s)

    Yukarıda 3 madde olarak saydığım özelliklerin tümü bir arada olmazsa bu receiver'a HDTV receiver denemez. Yani yalnızca mpeg decoder'ı olan bir receiver HDTV receiver değildir.

    HDTV yayın amerikada daha yaygındır. CBS,NBC,Warner Bros ve Sony gibi firmalar 1920ix1080i yayın standardını desteklerken ABC, Fox, Compaq,intel ve microsoft'ta 1280px720p yayını desteklemektedir. Avrupada ise bazı kanallar yeni yeni deneme yayınlarına başlamıştır. Ülkemizde ise yakın gelecekte HDTV yayına geçilebilme ihtimali yoktur. Avrupada HDTV yayınlar yaygınlaştıktan sonra yayıncı kuruluşlar yayınlarını kablo sistemi ile abonelik şeklinde veya uydudan şifreli olarak yayınlama yoluna gideceklerdir. Zira HDTV yayın için yapılan çok büyük yatırımlardan sonra, bu kanalların "free" olma ihtimali çok yüksek değildir.


    END SİSTE
    Bazi audiofiller çesitli ürünleri satin alma konusunda israrci olurlar, ancak yanlis nedenden dolayi. Mesela, bir çok High-End ürünü, tasarimlarindaki bazi teknik unsurlarina dayanilarak pazarlanirlar. Bir power amfi, örnek olarak “200.000 uF filler kapasitansina sahip “ “32 adet yüksek akim çikisa sahip” ve “farkli bir JFET giris katina sahip” özellikleri ile pazarlanabilir. Her ne kadar bunlar övgüye deger vasiflar olsalar da, amfinin iyi ses üretecegini garanti etmezler.

    Sadece teknik özelliklerden etkilenerek harekete geçmeyin, cihazi kendiniz dinleyin. Nasil sadece teknik özelliklere dayanarak satin alma karari vermemeniz gerekiyorsa, ayni sekilde sadece cihazin markasindan da etkilenerek satin almayin. Bir çok güvenilir geçmise sahip High-End üreticisi ara sira da olsa ortalama kalitede ses veren ürünler üretirler. Büyük bir High-End markasi her zaman High-End ses anlamina gelmez. Siz kulaklariniza güvenmeyi tercih edin.
    Siklikla makul fiyatli ürünlerin seslerinin iyi, hatta kendisinden 2,3 kat daha pahali ürünlerden daha iyi ses verdigini duyup sasiririm. Ancak yine de firmanin geçmisini, ürün kalitesi hakkindaki repütasyonunu, müsteri hizmetleri sicilini ve ürün güvenirliligini göz önünde bulundururum.

    High-End üreticileri tek kisilik garaj üretiminden, yüzlerce eleman çalistiran büyük firmalara kadar çok çesitlilik gösterirler.

    High-End tasarimcisinin garajinda hobi olarak yaptigi cihazlar çok iyi sese sahip olabilirler , ancak o firmanin gelecek sene açik olup olmayacagini bilemezsiniz. Bu konu sadece servis alma durumunuzu zora sokmaz, ayrica satin aldiginiz ürünün degerini çok düsürür, takas imkanini azaltir.

    Bunu yani sira High-End üreticilerinin servis konusunda çok farkli politikalari vardir. Bazilari cihazinizi istemeye istemeye ve/veya garanti disi olanlari yüksek fiyatlara tamir ederler. Digerleri ise, degerli müsterilerini memnun etmek için gayret ederler. Aslinda bazi High-End audio firmalari müsterilerini memnun etmek için sinirlarini zorlamaya kadar giderler. Garanti disi bir amfi yi tamir için alan bir amfi üreticisi ürünü sadece para almadan tamir etmekle kalmaz, müsterinin memnuniyeti için amfinin çizilmis ön kapagini ücretsiz degistirir. Iyi müsteri memnuniyeti konusunda reputasyon sahibi olmak isteyen firmalar için bu uzun vadeli bir yatirimdir.

    Paranizi bir cihaza yatirmadan önce göz önünde tutmaniz gereken bir baska unsurda o ürünün ne kadar zamandir satista oldugudur. Üreticiler hiçbir uyari yapmadan bazi ürünlerini üretimden kaldirabilir veya ismini MKII olarak degistirdikleri upgrade modelini piyasaya sürebilirler, böyle bir sey olursa satin aldiginiz cihazin yani eski modelin degeri bir anda düsecektir. Eger çok iyi bir ürünün üretiminin kisa bir süre sonra bitecegini biliyorsaniz bu cihazi indirimli olarak satin alabilirsiniz. Yeni ürünler ve ne zaman piyasaya sürüleceklerine dair bilgi alabileceginiz en iyi kaynak fuarda verilen seminerlerdir.

    Yasadiginiz bölgede bulunan audio saticisinin High-End endüstrisindeki rolü hayatidir. Bu kisiler sadece audio saticisi olmakla kalmayip, müzik konusunda deneyimli ve bilgilidirler. Sattiklari ürünleri çok iyi tanirlar, sistem kurulumu ve ürün seçimi konusunda en iyi tavsiye verilebilecek kimselerdir. Iyi bir High-End audio saticisi size kutularla elektronik alet satmaz, evinizde iyi ses veren müzik sisteminin tatmini için hizmet sunar. Sayet geçmiste sadece mass-market ürün saticilarindan alisveris yaptiysaniz, High-End saticisi ile iliskilerinizden beklentilerinizi genis tutmalisiniz. Mass-market cihazlari nasil satin aldiginiz ve High-End sistemi nasil satin alacaginiz arasinda büyük farkliliklar olacaktir. Asagidaki senaryolardaki satici-müsteri iliskilerini farklari göz önüne alin. Ilk senaryoda Los Angeles’daki bir 2.el otomobil saticisi, sehir disindan gelen bir müsteriye otomobil satmaya çalissin. Saticinin müsteriyi ikna etmek için tek sansi vardir ve bu firsati sonuna kadar kullanmak ister. Satici müsterinin memnuniyetiyle, arkadaslarina yapacagi tavsiye ile ilgilenmez. Bu satici ve müsterinin bastan sona kadar elverissiz bir ikili iliskileri olacaktir.

    Simdide Montana’da 1.el satis yapan hem de ayni sehirde yasayan bir müsteriye satis yapan saticiyi düsünün . Bu bayii için geri dönüsü olan bir alisveris, firmanin varligi için hayatidir. Bu nedenle bayii müsterisine, müsteri memnuniyeti, kaliteli servis, modeller üzerine eksper hizmeti sunmak durumundadir. Satici müsterilerinin ismini dahi bilir ve her iki tarafin yararina olacak uzun vadeli iliskiler kurar.

    Eger mass-market bir Hi-Fi sistem Los Angeles’taki 2.el otomobil saticisi ile pazarlik etmeye benziyorsa, bir High-End müzik sistemi de Montana daki otomobil bayisinin saticisinin müsterileri ile kurdugu iliskiye benzemektedir. High-End audio saticisi ile iliski kurmak için zaman ayirin, onunla arkadas olun, emin olun buna degecektir. Belirli bir saticiyi tanimaya çalisin hatta mümkünse dükkanin sahibini. Müzikal zevkinizi, ihtiyaçlarinizi hayat tarzinizi ve bütçenizi ona anlatin. Bu kisiler sattiklari ürünleri çok iyi tanirlar ve belirli tavsiyelerde bulunabilirler. Iyi dükkanlar size degerli ve uzun süreli bir müsteri gözüyle bakacaklardir. Satis yapmak için tek sanslari oldugunu düsündükleri siradan bir müsteri degil.

    Bir dükkandan sadece belirli bir markayi sattiklari için degil, saticinin dürüstlügü ve becerisi için alisveris edin. Ancak unutmamaniz gereken sey, saticilarin dogal olarak kendi sattiklari ürünleri tavsiye edecegidir. High-End audio basininda iyi söhret sahibi olan ürünler hakkinda kötü yorum yapan saticilara süpheci gözle bakin.
    Sisteminizi olusturmak için en iyi yöntemi High-end audio saticisinin tavsiyeleri ile tarafsiz, ehil dergi degerlendirmelerinin saglikli bir karisimini yapmaktadir.

    High-End audio perakende satis isi, düsük kaliteli “home entertainment” ürünlerin pazarlanmasindan çok farklidir. High-End audio konusunda ihtisaslasan saticinin yillik cirosu, orta sinif Hi-Fi satan dükkandan epey düsük olur. Bu nedenden dolayi High-End saticisinin isini sürdürebilmek için kar marjini daha yüksek tutma zorunlulugu vardir. Ondan size büyük indirimler vermesini beklemeyin. High-End saticisi ürünü kutuya koyup müsteriye teslim etmekten çok daha fazla hizmet sundugu için fiyatlarinin makul ve Hi-Fi ürünleri ile rekabet edebilir olmasini beklemeyin. Bunun yerine özellikle sistem satin alirken ya fiyat etiketinin aynisini belki biraz azini ödemeye hazirlikli olur.

    Sebebine gelince, High-End audio bayisi %5 civarinda net kar marji ile çalisir. Masraflarini ve isletme giderlerini ödedikten sonra dükkaninda harcanan her dolarin sadece 5 cent’i cebine girer.Eger fiyatini %5 bile indirirse dükkanini açik tutmasi zorlasacaktir.

    Eger High-End audio saticiniz size demo ürünlerinde ve üretimi sona ermis ürünlerde indirim sunuyorsa bu avantaji kaçirmayin. Etiketteki rakamin tamamini ödeyerek esine kolay rastlayamayacaginiz bir profesyonellik ve servisle karsilasacaksiniz. Bu durumda saticinizdan en iyi servisi bekleyebilirsiniz. Ürünü satin almadan önce showroom’da gerekli gördügünüz kadar çok vakit geçirin, saticidan ürünü kendi sisteminizle kurmasini talep edin evinizde de dinleyin. Saticinizin genis bilgi ve deneyimlerinden yararlanarak hangi ürünlerin fiyatini hak ettigini ögrenin, bütçeniz dahilinde mümkün olan en iyi sistem için eslestirme tavsiyeleri alin ve eger sizin kendi cihazlarinizdan birisi tamir için gittiyse, ondan bir cihaz ödünç almaktan çekinmeyin. High-End audio saticisi ihtiyaçlarinizi karsilamak için elinden geleni yapacaktir. Ancak biraz daha ucuza oldugu için High-End audio saticinizin bir rakibinden veya internet yolu ile bir ürün satin alirsaniz aranizdaki iliskiye zarar verebilirsiniz.

    Ilk bakista High-End audio saticisinin talep ettigi fiyatlari anlamakta ve onu hakli görmekte zorlanabilirsiniz ancak uzun vadede deneyimlerinden yararlanarak karli çikacaksiniz. Eger herhangi bir yerden satin aldiginiz ürün sisteminizde iyi ses vermiyorsa, saticinizin size yardimci olmasini beklemeyin.
    Ayrica saticinizin size sundugu eve götürüp dinleme hizmetini istismar etmeyin. Sadece çok ciddi olarak satin almayi düsündügünüz ürünleri eve götürmek için isteyin. Unutmayin ki High-End audio saticisi eger herkesin istedigi cihazi evinde dinlemesine müsaade edecek olursa, dükkaninda sergileyecek ürünü kalmayabilir. Satin almayi düsündügünüz ürünü evinizdeki sistemle dinlemek ancak yeteri kadar arastirma, demo dinlemesi, dergi degerlendirmesi incelemesi gibi bir dizi asamadan geçtikten sonra yapilmalidir. Eger herhangi High-End audio saticisina yakin bir bölgede yasamiyorsaniz, size telefondan tavsiyelerde bulunabilecek bir çok posta siparisi hizmeti veren firma bulabilirsiniz. Bu firmalar telefondan verilebilecek en iyi hizmeti, geri para ödeme garantisi, ürün takasi gibi hizmetleri veriyorlar. Kisacasi eger saticinizla dogru iliskiyi kurarsaniz onun uzmanligina güvenerek mümkün olan en iyi sese ulasabilirsiniz. Usta ve egitimli bir saticinin servisi ve kendini isine adamisliginin yerine konulabilecek baska bir hizmet yoktur.

    Kullanilmis ürünler çogunlukla cihazin orijinal satis fiyatinin yarisina satilirlar. Düsük fiyatli kullanilmis High-End aletler ayni bütçe ile daha az arzulanan bir sistemi almaktansa yüksek seviye High-End audio almak için iyi bir firsattir. Bunun yani sira kullanilmis cihazlari satin aldiginizda ürünü begendiginiz taktirde elinizde tutabilir, begenmediklerinizi kisa sürede neredeyse satin aldiginiz fiyatin aynisina satabilirsiniz. Kullanilmis cihazlari alabileceginiz iki yer vardir, High-End saticiniz veya ürünün kendi sahibi.High-End kullanilmis cihazin üzerine bir kisim cüz’i kar koyacak ayni zamanda 2,3 ay gibi bir süre servis garantisi ve degistirme olanagi verecektir. Kullanilmis cihazlari güvenilir bir High-End audio dükkanindan almaniz, cihazi direk satan eski kullanicisindan almanizdan daha risklidir. Kullanilmis cihaz satmaya egilimli audiofiller basitçe fiyati ne olursa olsun en son çikan ve en iyi ürünleri almak isterler. Tasarim harikasi bir cihazi satin alirlar, sonra önümüzdeki sezon çikacak yeni modelini alabilmek için satarlar. Bu tarz audiofiller genelde cihazlarina çok iyi bakarlar ve ürünlerini pazarlik usulü satarlar. Eger böyle bir audiofil bulursaniz, bu kisinin bir ürün satacagi zaman muhakkak sizi aramasini saglayin.

    Bu yolla mükemmel bir sisteme, gerçek satis fiyatinin onda birine sahip olabilirsiniz. Bunun yaninda kullanilmis cihaz alirken sizi bekleyen bazi tehlikelerde yok degil. Bu sayacagim tehlikeler hem direk satan kisiden hem de saygin bir High-End audio bayisinden kullanilmis cihaz satin aldiginizda geçerlidir. Ilk olarak kullanilmis cihazin mükemmel çalisacagina dair hiçbir güvenceniz olmayacaktir. Ürünün siz test ederken ortaya çikmayan bir arizasi olabilir. Ikinci olarak kullanilmis cihazin teknolojisi piyasada satilmakta olanlardan çok eski olabilir. Bu siklikla Cd player, Cd transport ve digital prosesörler için geçerli olur. Üçüncü olarak, kullanilmis bir ürünün garantisi olmaz, tamir edilmesi gereken durumlarda ödeme yapilmasi gerekecektir. Son olarak, cihazini satmak isteyen kisiye nedenini sormalisiniz. Eger bir çok kisinin ayni ürünü satmaya çalistigini duyarsaniz uzak durun. Bu, ürünün temel bir müzikal Hataya sahip oldugunu gösterir. Ayrica kullanilmis cihazi bayiiniz yerine satan kisiden direk satin alirsaniz, bayiinizin ürün seçerken size bir avantaj olmasi da geçerliligini kaybeder. Saticinin uzman fikirlerini alamaz, takas ve upgrade olasiligi, kurulum, garanti, servis, taksit gibi avantajlardan yararlanamazsiniz. Kullanilmis cihazlara dikkatli yaklasin. Piyango veya kabus olabilirler.

    M ALIRKEN DİKKAT EDİLECEK HUSUSLAR BU TV BİLGİSAYAR SOUND VE MP3 OLABİLİR

    END SİSTE
    Bazi audiofiller çesitli ürünleri satin alma konusunda israrci olurlar, ancak yanlis nedenden dolayi. Mesela, bir çok High-End ürünü, tasarimlarindaki bazi teknik unsurlarina dayanilarak pazarlanirlar. Bir power amfi, örnek olarak “200.000 uF filler kapasitansina sahip “ “32 adet yüksek akim çikisa sahip” ve “farkli bir JFET giris katina sahip” özellikleri ile pazarlanabilir. Her ne kadar bunlar övgüye deger vasiflar olsalar da, amfinin iyi ses üretecegini garanti etmezler.

    Sadece teknik özelliklerden etkilenerek harekete geçmeyin, cihazi kendiniz dinleyin. Nasil sadece teknik özelliklere dayanarak satin alma karari vermemeniz gerekiyorsa, ayni sekilde sadece cihazin markasindan da etkilenerek satin almayin. Bir çok güvenilir geçmise sahip High-End üreticisi ara sira da olsa ortalama kalitede ses veren ürünler üretirler. Büyük bir High-End markasi her zaman High-End ses anlamina gelmez. Siz kulaklariniza güvenmeyi tercih edin.
    Siklikla makul fiyatli ürünlerin seslerinin iyi, hatta kendisinden 2,3 kat daha pahali ürünlerden daha iyi ses verdigini duyup sasiririm. Ancak yine de firmanin geçmisini, ürün kalitesi hakkindaki repütasyonunu, müsteri hizmetleri sicilini ve ürün güvenirliligini göz önünde bulundururum.

    High-End üreticileri tek kisilik garaj üretiminden, yüzlerce eleman çalistiran büyük firmalara kadar çok çesitlilik gösterirler.

    High-End tasarimcisinin garajinda hobi olarak yaptigi cihazlar çok iyi sese sahip olabilirler , ancak o firmanin gelecek sene açik olup olmayacagini bilemezsiniz. Bu konu sadece servis alma durumunuzu zora sokmaz, ayrica satin aldiginiz ürünün degerini çok düsürür, takas imkanini azaltir.

    Bunu yani sira High-End üreticilerinin servis konusunda çok farkli politikalari vardir. Bazilari cihazinizi istemeye istemeye ve/veya garanti disi olanlari yüksek fiyatlara tamir ederler. Digerleri ise, degerli müsterilerini memnun etmek için gayret ederler. Aslinda bazi High-End audio firmalari müsterilerini memnun etmek için sinirlarini zorlamaya kadar giderler. Garanti disi bir amfi yi tamir için alan bir amfi üreticisi ürünü sadece para almadan tamir etmekle kalmaz, müsterinin memnuniyeti için amfinin çizilmis ön kapagini ücretsiz degistirir. Iyi müsteri memnuniyeti konusunda reputasyon sahibi olmak isteyen firmalar için bu uzun vadeli bir yatirimdir.

    Paranizi bir cihaza yatirmadan önce göz önünde tutmaniz gereken bir baska unsurda o ürünün ne kadar zamandir satista oldugudur. Üreticiler hiçbir uyari yapmadan bazi ürünlerini üretimden kaldirabilir veya ismini MKII olarak degistirdikleri upgrade modelini piyasaya sürebilirler, böyle bir sey olursa satin aldiginiz cihazin yani eski modelin degeri bir anda düsecektir. Eger çok iyi bir ürünün üretiminin kisa bir süre sonra bitecegini biliyorsaniz bu cihazi indirimli olarak satin alabilirsiniz. Yeni ürünler ve ne zaman piyasaya sürüleceklerine dair bilgi alabileceginiz en iyi kaynak fuarda verilen seminerlerdir.

    Yasadiginiz bölgede bulunan audio saticisinin High-End endüstrisindeki rolü hayatidir. Bu kisiler sadece audio saticisi olmakla kalmayip, müzik konusunda deneyimli ve bilgilidirler. Sattiklari ürünleri çok iyi tanirlar, sistem kurulumu ve ürün seçimi konusunda en iyi tavsiye verilebilecek kimselerdir. Iyi bir High-End audio saticisi size kutularla elektronik alet satmaz, evinizde iyi ses veren müzik sisteminin tatmini için hizmet sunar. Sayet geçmiste sadece mass-market ürün saticilarindan alisveris yaptiysaniz, High-End saticisi ile iliskilerinizden beklentilerinizi genis tutmalisiniz. Mass-market cihazlari nasil satin aldiginiz ve High-End sistemi nasil satin alacaginiz arasinda büyük farkliliklar olacaktir. Asagidaki senaryolardaki satici-müsteri iliskilerini farklari göz önüne alin. Ilk senaryoda Los Angeles’daki bir 2.el otomobil saticisi, sehir disindan gelen bir müsteriye otomobil satmaya çalissin. Saticinin müsteriyi ikna etmek için tek sansi vardir ve bu firsati sonuna kadar kullanmak ister. Satici müsterinin memnuniyetiyle, arkadaslarina yapacagi tavsiye ile ilgilenmez. Bu satici ve müsterinin bastan sona kadar elverissiz bir ikili iliskileri olacaktir.

    Simdide Montana’da 1.el satis yapan hem de ayni sehirde yasayan bir müsteriye satis yapan saticiyi düsünün . Bu bayii için geri dönüsü olan bir alisveris, firmanin varligi için hayatidir. Bu nedenle bayii müsterisine, müsteri memnuniyeti, kaliteli servis, modeller üzerine eksper hizmeti sunmak durumundadir. Satici müsterilerinin ismini dahi bilir ve her iki tarafin yararina olacak uzun vadeli iliskiler kurar.

    Eger mass-market bir Hi-Fi sistem Los Angeles’taki 2.el otomobil saticisi ile pazarlik etmeye benziyorsa, bir High-End müzik sistemi de Montana daki otomobil bayisinin saticisinin müsterileri ile kurdugu iliskiye benzemektedir. High-End audio saticisi ile iliski kurmak için zaman ayirin, onunla arkadas olun, emin olun buna degecektir. Belirli bir saticiyi tanimaya çalisin hatta mümkünse dükkanin sahibini. Müzikal zevkinizi, ihtiyaçlarinizi hayat tarzinizi ve bütçenizi ona anlatin. Bu kisiler sattiklari ürünleri çok iyi tanirlar ve belirli tavsiyelerde bulunabilirler. Iyi dükkanlar size degerli ve uzun süreli bir müsteri gözüyle bakacaklardir. Satis yapmak için tek sanslari oldugunu düsündükleri siradan bir müsteri degil.

    Bir dükkandan sadece belirli bir markayi sattiklari için degil, saticinin dürüstlügü ve becerisi için alisveris edin. Ancak unutmamaniz gereken sey, saticilarin dogal olarak kendi sattiklari ürünleri tavsiye edecegidir. High-End audio basininda iyi söhret sahibi olan ürünler hakkinda kötü yorum yapan saticilara süpheci gözle bakin.
    Sisteminizi olusturmak için en iyi yöntemi High-end audio saticisinin tavsiyeleri ile tarafsiz, ehil dergi degerlendirmelerinin saglikli bir karisimini yapmaktadir.

    High-End audio perakende satis isi, düsük kaliteli “home entertainment” ürünlerin pazarlanmasindan çok farklidir. High-End audio konusunda ihtisaslasan saticinin yillik cirosu, orta sinif Hi-Fi satan dükkandan epey düsük olur. Bu nedenden dolayi High-End saticisinin isini sürdürebilmek için kar marjini daha yüksek tutma zorunlulugu vardir. Ondan size büyük indirimler vermesini beklemeyin. High-End saticisi ürünü kutuya koyup müsteriye teslim etmekten çok daha fazla hizmet sundugu için fiyatlarinin makul ve Hi-Fi ürünleri ile rekabet edebilir olmasini beklemeyin. Bunun yerine özellikle sistem satin alirken ya fiyat etiketinin aynisini belki biraz azini ödemeye hazirlikli olur.

    Sebebine gelince, High-End audio bayisi %5 civarinda net kar marji ile çalisir. Masraflarini ve isletme giderlerini ödedikten sonra dükkaninda harcanan her dolarin sadece 5 cent’i cebine girer.Eger fiyatini %5 bile indirirse dükkanini açik tutmasi zorlasacaktir.

    Eger High-End audio saticiniz size demo ürünlerinde ve üretimi sona ermis ürünlerde indirim sunuyorsa bu avantaji kaçirmayin. Etiketteki rakamin tamamini ödeyerek esine kolay rastlayamayacaginiz bir profesyonellik ve servisle karsilasacaksiniz. Bu durumda saticinizdan en iyi servisi bekleyebilirsiniz. Ürünü satin almadan önce showroom’da gerekli gördügünüz kadar çok vakit geçirin, saticidan ürünü kendi sisteminizle kurmasini talep edin evinizde de dinleyin. Saticinizin genis bilgi ve deneyimlerinden yararlanarak hangi ürünlerin fiyatini hak ettigini ögrenin, bütçeniz dahilinde mümkün olan en iyi sistem için eslestirme tavsiyeleri alin ve eger sizin kendi cihazlarinizdan birisi tamir için gittiyse, ondan bir cihaz ödünç almaktan çekinmeyin. High-End audio saticisi ihtiyaçlarinizi karsilamak için elinden geleni yapacaktir. Ancak biraz daha ucuza oldugu için High-End audio saticinizin bir rakibinden veya internet yolu ile bir ürün satin alirsaniz aranizdaki iliskiye zarar verebilirsiniz.

    Ilk bakista High-End audio saticisinin talep ettigi fiyatlari anlamakta ve onu hakli görmekte zorlanabilirsiniz ancak uzun vadede deneyimlerinden yararlanarak karli çikacaksiniz. Eger herhangi bir yerden satin aldiginiz ürün sisteminizde iyi ses vermiyorsa, saticinizin size yardimci olmasini beklemeyin.
    Ayrica saticinizin size sundugu eve götürüp dinleme hizmetini istismar etmeyin. Sadece çok ciddi olarak satin almayi düsündügünüz ürünleri eve götürmek için isteyin. Unutmayin ki High-End audio saticisi eger herkesin istedigi cihazi evinde dinlemesine müsaade edecek olursa, dükkaninda sergileyecek ürünü kalmayabilir. Satin almayi düsündügünüz ürünü evinizdeki sistemle dinlemek ancak yeteri kadar arastirma, demo dinlemesi, dergi degerlendirmesi incelemesi gibi bir dizi asamadan geçtikten sonra yapilmalidir. Eger herhangi High-End audio saticisina yakin bir bölgede yasamiyorsaniz, size telefondan tavsiyelerde bulunabilecek bir çok posta siparisi hizmeti veren firma bulabilirsiniz. Bu firmalar telefondan verilebilecek en iyi hizmeti, geri para ödeme garantisi, ürün takasi gibi hizmetleri veriyorlar. Kisacasi eger saticinizla dogru iliskiyi kurarsaniz onun uzmanligina güvenerek mümkün olan en iyi sese ulasabilirsiniz. Usta ve egitimli bir saticinin servisi ve kendini isine adamisliginin yerine konulabilecek baska bir hizmet yoktur.

    Kullanilmis ürünler çogunlukla cihazin orijinal satis fiyatinin yarisina satilirlar. Düsük fiyatli kullanilmis High-End aletler ayni bütçe ile daha az arzulanan bir sistemi almaktansa yüksek seviye High-End audio almak için iyi bir firsattir. Bunun yani sira kullanilmis cihazlari satin aldiginizda ürünü begendiginiz taktirde elinizde tutabilir, begenmediklerinizi kisa sürede neredeyse satin aldiginiz fiyatin aynisina satabilirsiniz. Kullanilmis cihazlari alabileceginiz iki yer vardir, High-End saticiniz veya ürünün kendi sahibi.High-End kullanilmis cihazin üzerine bir kisim cüz’i kar koyacak ayni zamanda 2,3 ay gibi bir süre servis garantisi ve degistirme olanagi verecektir. Kullanilmis cihazlari güvenilir bir High-End audio dükkanindan almaniz, cihazi direk satan eski kullanicisindan almanizdan daha risklidir. Kullanilmis cihaz satmaya egilimli audiofiller basitçe fiyati ne olursa olsun en son çikan ve en iyi ürünleri almak isterler. Tasarim harikasi bir cihazi satin alirlar, sonra önümüzdeki sezon çikacak yeni modelini alabilmek için satarlar. Bu tarz audiofiller genelde cihazlarina çok iyi bakarlar ve ürünlerini pazarlik usulü satarlar. Eger böyle bir audiofil bulursaniz, bu kisinin bir ürün satacagi zaman muhakkak sizi aramasini saglayin.

    Bu yolla mükemmel bir sisteme, gerçek satis fiyatinin onda birine sahip olabilirsiniz. Bunun yaninda kullanilmis cihaz alirken sizi bekleyen bazi tehlikelerde yok degil. Bu sayacagim tehlikeler hem direk satan kisiden hem de saygin bir High-End audio bayisinden kullanilmis cihaz satin aldiginizda geçerlidir. Ilk olarak kullanilmis cihazin mükemmel çalisacagina dair hiçbir güvenceniz olmayacaktir. Ürünün siz test ederken ortaya çikmayan bir arizasi olabilir. Ikinci olarak kullanilmis cihazin teknolojisi piyasada satilmakta olanlardan çok eski olabilir. Bu siklikla Cd player, Cd transport ve digital prosesörler için geçerli olur. Üçüncü olarak, kullanilmis bir ürünün garantisi olmaz, tamir edilmesi gereken durumlarda ödeme yapilmasi gerekecektir. Son olarak, cihazini satmak isteyen kisiye nedenini sormalisiniz. Eger bir çok kisinin ayni ürünü satmaya çalistigini duyarsaniz uzak durun. Bu, ürünün temel bir müzikal Hataya sahip oldugunu gösterir. Ayrica kullanilmis cihazi bayiiniz yerine satan kisiden direk satin alirsaniz, bayiinizin ürün seçerken size bir avantaj olmasi da geçerliligini kaybeder. Saticinin uzman fikirlerini alamaz, takas ve upgrade olasiligi, kurulum, garanti, servis, taksit gibi avantajlardan yararlanamazsiniz. Kullanilmis cihazlara dikkatli yaklasin. Piyango veya kabus olabilirler.

    M ALIRKEN DİKKAT EDİLECEK HUSUSLAR BU TV BİLGİSAYAR SOUND VE MP3 OLABİLİR
    Konu mahmut7272 tarafından (02-05-2008 Saat 19:43 ) değiştirilmiştir. Sebep: Automerged Doublepost - Cift Mesaj Birlestirme

  4. The Following 4 Users Say Thank You to mahmut7272 For This Useful Post:

    a.m.g (04-05-2008), merdal (03-05-2008), murat7272 (28-05-2008), solujan (30-05-2008)

  5. #3
    Banned mahmut7272 yararli uye mahmut7272 yararli uye mahmut7272 yararli uye mahmut7272 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Mar 2008
    Yaş
    41
    Mesajlar
    99
    Post Thanks / Like
    Teşekkür
    45
    Thanked 132 Times in 68 Posts
    Tecrübe Puanı
    0

    New bilgisayar devreleri

    [Only registered and activated users can see links. ]


    transistörlü flip flop bilgisayar devreleri ilgilenen varsa şimdiden teşekkür ederim çinden bile bu bilgiler paylaşılmıyor...

    [Only registered and activated users can see links. ]




    RJ45 NETWORK KABLO TEST CİHAZI




    Birçok ethernet ve ISDN uyumlu bağlantı sistemleri RJ45 diye anılan bir bağlantı soketi ile bağlanırlar. Bizim bildiğimiz telefon soketlerinin (RJ11) biraz daha yassı olan tipidir ve 8 adet pin bulunur. Bu konnektörler ekranlı ve ekransız olmak üzere iki tipte bulunur. 10Mbit/sn ve 100Mbit/sn hızlar için ekransız tip fiş soket kombinasyonları uygundur. Ve kablo tipi olarak da UTP (Unshielded Twisted Pair) olarak adlandırılan ekransız bükülmüş çiftli kablo kullanılır. Kablonun sokete takılması ise, bu konnektörlere ait özel bir pense yardımı ile yapılır. Her nekadar özel bir beceri ve alet gerektiren bu işlem benim gözlemleyebildiğim kadarı ile tornavida ve çekiç yardımı ile yapılsa da bazen sonuç alınamamaktadır. Yani siz siz olun bunun özel pensesini kullanın. Bir de yeriniz dar, masanın altında terlerken hele kablo da kısa geliyorsa bu işi yapmak iyice çileden çıkartıcı bir duruma dönüşür.

    Evet bu kadar sıkıntılı bir bağlantıdan sonra bir de uçların doğru bağlanıp bağlanmadığının kontrolü ve kabinete gelen kabloların etiketlenmesi gerekmektedir. Ohm metre ile yapılacak şey değil elbette. İşte aşağıdaki harika cihaz bu işleri siz hiç yorulmadan yapıyor. Tabiki konnektörleri takabildikten sonra.

    Cihaz bir alıcı ve bir de verici kısmından oluşuyor. Verici kısmındaki 555’i bir multivibratör olarak kullanıyoruz. Potansiyometre ile 1Hz-40Hz arası ayarlanabiliyor. Bunu (3 nolu bacak) çıkışı BCD olan bir sayıcıya (74HC193) veriyoruz. Bu sayıcını 2 ve 6 nolu bacak ları sürekli ve ardaşık olarak 0 dan 7 ye kadar saymaktadır. Daha sonra BCD yi ondalık sisteme çeviren 74HC138 ye giriyoruz. Bu durumda çıkışlar sırayla BCD giriş değerine göre aktif oluyor. Alıcı kısmı ise sadece 8 adet LED den oluşuyor. Verici kısmındaki besleme kaynağı otomatik olarak açılıp kapanıyor. Verici aktif değilken yani herhengi bir kablo bağlantısı konnektöre yapılmamışken BC547 transistörü beys ine bağlı direnç üzerinden 4148 diyodu ve 1k lık direnç toprak potansiyelindedir, 74HC138 in 15 nolu bacağına bağlı iki adet diyot T1 in beys akımını engellediği için de devre “off” durumundadır. Kablo, hem verici hem de alıcı tarafındaki konnektörlere takıldığında ise sistem “on” durumundadır.




    Verici Kısmı

    [Only registered and activated users can see links. ]

    Alıcı Kısmı

    [Only registered and activated users can see links. ]

    10BASE-T2 tipi popüler kablo (2 çift bükülmüş ISDN) kullandığınızda 1, 2, 3 ve 6 nolu LED ler ardaşık olarak yanacaklardır. Eğer çaprazlanmış bağlantı varsa 6, 3, 2, 1 sırası ile yanacaktır. Prensip olarak bağlantı kablosunun cinsine göre tüm veya bir kısım LED lerin ardaşık olarak belli bir hızda yanıp sönmeleri gerekmektedir. Eğer aynı anda yanan varsa iki hat arasında kısa devre söz konusudur, veya yanmayan LED varsa kabloda kopukluk vardır. Ardaşık olarak yanmıyorlarsa da kablo konnektöre doğru sırada bağlanmamıştır.

    Network kablo tipleri

    Adı Uygulama Kablo sayısı
    10 BASE-T2 10 Mbits/s Ethernet 2 çift Cat. 3, UTP
    10 BASE-T Crossover 10 Mbits/s Ethernet 2 çift Cat. 3, UTP, çaprazlanmış
    100 BASE-T2 100 Mbits/s Ethernet 2 çift Cat. 3, UTP
    100 BASE-T Crossover 100 Mbits/s Ethernet 2 çift Cat. 3, UTP, çaprazlanmış
    100 BASE-T4 100 Mbits/s Ethernet 4 çift Cat. 3, UTP
    100 BASE-TX 100 Mbits/s Ethernet 2 çift Cat. 5 UTP


    Pin uçları
    10 BASE-T2 100 BASE-T4
    Pin 1 TD + TX_D1 +
    Pin 2 TD - TX_D1 -
    Pin 3 RD + RX_D2 +
    Pin 4 Nc B1_D3 +
    Pin 5 Nc B1_D3 -
    Pin 6 RD - RX_D2 -
    Pin 7 Nc B1_D4 +
    Pin 8 Nc B1_D4 -



    mahmut7272 saygılarımla
    Konu mahmut7272 tarafından (07-05-2008 Saat 20:11 ) değiştirilmiştir. Sebep: Automerged Doublepost - Cift Mesaj Birlestirme

  6. The Following 2 Users Say Thank You to mahmut7272 For This Useful Post:

    murat7272 (28-05-2008), solujan (30-05-2008)

  7. #4
    Banned mahmut7272 yararli uye mahmut7272 yararli uye mahmut7272 yararli uye mahmut7272 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Mar 2008
    Yaş
    41
    Mesajlar
    99
    Post Thanks / Like
    Teşekkür
    45
    Thanked 132 Times in 68 Posts
    Tecrübe Puanı
    0


    analog dıgıtal çevirici şeması ADC

    ELEKTRİK AKIMI ŞEMASI BİLGİSAYAR ÜZERİNDE NASIL AKIM SAĞLAR
    ELEKTRİK AKIMI VE BİLGİSAYAR DEVRELERİ İLETKENLİĞİ


    Elektrik Akımı Nasıl Oluşur ?
    Aslında bu çok zor bir soru, ama açıklamak zorunda olduğumun farkındayım. Bildiğiniz gibi metallerin atomlarındaki elektron sayıları metalin cinsine göre değişir. İletken maddelerin atomlarının son yörüngelerinde 4 'den az elektron bulunur. Atomlar bu elektronları 8 'e tamamlayamadıkları için serbest bırakırlar. Bu yüzden bir İletken maddede milyonlarca serbest elektron bulunur. Bu maddeye elektrik uygulandığında elektronlar negatif (-) 'den pozitif (+) yönüne doğru hareket etmeye başlar. Bu harekete "Elektrik Akımı" denir. Birimi ise "Amper" 'dir. İletkenin herhangi bir noktasından 1 saniyede 6.25*10^18 elektron geçmesi 1 Amperlik akıma eşittir. Akımlar "Doğru Akım" (DC) ve "Alternatif Akım" (AC) olarak ikiye ayrılır. Şimdi bunları ayrı ayrı inceleyelim.
    Doğru Akım (DC) :

    Doğru akımın kısa tanımı "Zamana bağlı olarak yönü ve şiddeti değişmeyen akıma doğru akım denir." şeklindedir. Doğru akım genelde elektronik devrelerde kullanılır. En ideal doğru akım en sabit olanıdır. En sabit doğru akım kaynakları da pillerdir. Birde evimizdeki alternatif akımı doğru akıma dünüştüren Doğrultmaçlar vardır. Bunların da daha sabit olması için DC kaynağa Regüle Devresi eklenir.
    Alternatif Akım (AC) :

    Alternatifin kelime anlamı "Değişken" dir. Alternatif akımın kısa tanımı ise "Zamana bağlı olarak yönü ve şiddeti değişen akıma alternatif akım denir." şeklindedir. Alternatif akım büyük elektrik devrelerinde ve yüksek güçlü elektrik motorlarında kullanılır. Evlerimizdeki elektrik alternatik akım sınıfına girer. Buzdolabı, çamaşır makinesi, bulaşık makinesi, aspiratör ve vantilatörler direk alternatif akımla çalışırlar. Televizyon, müzik seti ve video gibi cihazlar ise bu alternatif akımı doğru akıma çevirerek kullanırlar.
    İLETKEN, YARI İLETKEN VE YALITKANLAR



    İletkenler :

    Bir maddenin iletkenliğini belirleyen en önemli faktör, atomlarının son yörüngesindeki elektron sayısıdır. Bu son yörüngeye "Valans Yörünge" üzerinde bulunan elektronlara da "Valans Elektron" denir. Valans elektronlar atom çekirdeğine zayıf olarak bağlıdır. Valans yörüngesindeki elektron sayısı 4 'den büyük olan maddeler yalıtkan 4 'den küçük olan maddeler de iletkendir. Örneğin bakır atomunun son yörüngesinde sadece bir elektron bulunmaktadır. Bu da bakırın iletken olduğunu belirler. Bakırın iki ucuna bir eletrik enerjisi uygulandığında bakırdaki valans elektronlar güç kaynağının pozitif kutbuna doğru hareket eder. Bakır elektrik iletiminde yaygın olarak kullanılmaktadır. Sebebi ise maliyetinin düşük olması ve iyi bir iletken olmasıdır. En iyi iletken altın, daha sonra gümüştür. Fakat bunların maaliyetinin yüksek olması nedeniyle elektrik iletiminde kullanılmamaktadır.


    Yalıtkanlar :

    Yalıtkan maddelerin atomlarının valans yörüngelerinde 8 elektron bulunur. Bu tür yörüngeler doymuş yörünge sınıfına girdiği için elektron alıp verme gibi bir istekleri yoktur. Bu sebeplede elektriği ilemezler. Yalıtkan maddeler iletken maddelerin yalıtımında kullanılır. Yalıtkan maddelere örnek olarak tahta, cam ve plastiği verebiliriz. İsterseniz bu örnekleri arttırabilirsiniz.


    Yarı İletkenler :

    Aşağıdaki şekilde gördüğünüz gibi yarı iletkenlerin valans yörüngelerinde 4 elektron bulunmaktadır. Bu yüzden yarı iletkenler iletkenlerle yalıtkanlar arasında yer almaktadır. Elektronik elemanlarda en yaygın olarak kullanılan yarı iletkenler Germanyum ve Silisyumdur. Tüm yarı iletkenler son yörüngelerindeki atom sayısını 8 'e çıkarma çabasındadırlar. Bu nedenle saf bir germenyum maddesinde komşu atomlar son yörüngelerindeki elektronları Kovalent bağ ile birleştirerek ortak kullanırlar. Aşağıdaki şekilde Kovalent bağı görebilirsiniz. Atomlar arasındaki bu kovalent bağ germanyuma kristallik özelliği kazandırır. Silisyum maddeside özellik olarak germanyumla hemen hemen aynıdır. Fakat yarı iletkenli elektronik devre elemanlarında daha çok silisyum kullanılır. Silisyum ve Germanyum devre elemanı üretiminde saf olarak kullanılmaz. Bu maddelere katkı katılarak Pozitif ve Negatif maddeler elde edilir. Pozitif (+) maddelere "P tipi", Negatif (-) maddelerede "N tipi" maddeler denir.

    N Tipi Yarı İletken :

    Arsenik maddesinin atomlarının valans yörüngelerinde 5 adet elektron bulunur. Silisyum ile arsenik maddeleri birleştrildiğinde, arsenik ile silisyum atomlarının kurdukları kovalent bağdan arsenik atomunun 1 elektronu açıkta kalır. Aşağıdaki şekilde açıkta kalan elektronu görebilirsiniz. Bu sayede birleşimde milyonlarca elektron serbest kalmış olur. Bu da birleşime "Negatif Madde" özelliği kazandırır. N tipi madde bir gerilim kaynağına bağlandığında üzerindeki serbest elektronlar kaynağın negatif kutbundan itilip pozitif kutbundan çekilirler ne gerilim kaynağının negatif kutbundan pozitif kutbuna doğru bir elektron akışı başlar.

    P Tipi Yarı İletken :

    Bor maddesininde valans yörüngesinde 3 adet elektron bulunmaktadır. Silisyum maddesine bor maddesi enjekte edildiğinde atomların kurduğu kovalent bağlardan bir elektronluk eksiklik kalır. Bu eksikliğe "Oyuk" adı verilir. Bu elektron eksikliği, karışıma "Pozitif Madde" özelliği kazandırır. P tipi maddeye bir gerilim kaynağı bağlandığında kaynağın negatif kutbundaki elektronlar p tipi maddeki oyukları doldurarak kaynağın pozitif kutbuna doğru ilerlerler. Elektronlar pozitif kutba doğru ilerlerken oyuklarda elektronlerın ters yönünde hareket etmiş olurlar. Bu kaynağın pozitif kutbundan negatif kutbuna doğru bir oyuk hareketi sağlar.

    Azınlık ve Çoğunluk Taşıyıcılar :

    Silisyum ve germanyum maddeleri tamamiyle saf olarak elde edilememektedir. Yani maddenin içinde, son yörüngesinde 5 ve 3 elektron bulunduran atomlar mevcuttur. Bu da P tipi maddede elektron, N tipi maddede oyuk oluşmasına sebep olur. Fakat P tipi maddede istek dışı bulunan oyuk sayısı, istek dışı bulunan elektron sayısından fazladır. Aynı şekilde N tipi maddede de istek dışı bulunan elektron sayısı istek dışı bulunan oyuk sayısından fazladır. İşte bu fazla olan oyuk ve elektronlara "Çoğunluk Taşıyıcılar" az olan oyuk ve elektronlara da"Azınlık Taşıyıcılar" denir. Azınlık taşıyıcılar yarı iletkenli elektronik devre elemenlarında sızıntı akımına neden olur. İçeriğinde çok sayıda yarı iletkenli devre elemanı bulunduran entegrelerde fazladan gereksiz akım çekimine yol açar ve bu da elemanın ısınmasına, hatta zarar görmesine neden olur.

    ELEKTRİK AKIMI ŞEMASI BİLGİSAYAR ÜZERİNDE NASIL AKIM SAĞLAR
    ELEKTRİK AKIMI VE BİLGİSAYAR DEVRELERİ İLETKENLİĞİ


    Elektrik Akımı Nasıl Oluşur ?
    Aslında bu çok zor bir soru, ama açıklamak zorunda olduğumun farkındayım. Bildiğiniz gibi metallerin atomlarındaki elektron sayıları metalin cinsine göre değişir. İletken maddelerin atomlarının son yörüngelerinde 4 'den az elektron bulunur. Atomlar bu elektronları 8 'e tamamlayamadıkları için serbest bırakırlar. Bu yüzden bir İletken maddede milyonlarca serbest elektron bulunur. Bu maddeye elektrik uygulandığında elektronlar negatif (-) 'den pozitif (+) yönüne doğru hareket etmeye başlar. Bu harekete "Elektrik Akımı" denir. Birimi ise "Amper" 'dir. İletkenin herhangi bir noktasından 1 saniyede 6.25*10^18 elektron geçmesi 1 Amperlik akıma eşittir. Akımlar "Doğru Akım" (DC) ve "Alternatif Akım" (AC) olarak ikiye ayrılır. Şimdi bunları ayrı ayrı inceleyelim.
    Doğru Akım (DC) :

    Doğru akımın kısa tanımı "Zamana bağlı olarak yönü ve şiddeti değişmeyen akıma doğru akım denir." şeklindedir. Doğru akım genelde elektronik devrelerde kullanılır. En ideal doğru akım en sabit olanıdır. En sabit doğru akım kaynakları da pillerdir. Birde evimizdeki alternatif akımı doğru akıma dünüştüren Doğrultmaçlar vardır. Bunların da daha sabit olması için DC kaynağa Regüle Devresi eklenir.
    Alternatif Akım (AC) :

    Alternatifin kelime anlamı "Değişken" dir. Alternatif akımın kısa tanımı ise "Zamana bağlı olarak yönü ve şiddeti değişen akıma alternatif akım denir." şeklindedir. Alternatif akım büyük elektrik devrelerinde ve yüksek güçlü elektrik motorlarında kullanılır. Evlerimizdeki elektrik alternatik akım sınıfına girer. Buzdolabı, çamaşır makinesi, bulaşık makinesi, aspiratör ve vantilatörler direk alternatif akımla çalışırlar. Televizyon, müzik seti ve video gibi cihazlar ise bu alternatif akımı doğru akıma çevirerek kullanırlar.
    İLETKEN, YARI İLETKEN VE YALITKANLAR



    İletkenler :

    Bir maddenin iletkenliğini belirleyen en önemli faktör, atomlarının son yörüngesindeki elektron sayısıdır. Bu son yörüngeye "Valans Yörünge" üzerinde bulunan elektronlara da "Valans Elektron" denir. Valans elektronlar atom çekirdeğine zayıf olarak bağlıdır. Valans yörüngesindeki elektron sayısı 4 'den büyük olan maddeler yalıtkan 4 'den küçük olan maddeler de iletkendir. Örneğin bakır atomunun son yörüngesinde sadece bir elektron bulunmaktadır. Bu da bakırın iletken olduğunu belirler. Bakırın iki ucuna bir eletrik enerjisi uygulandığında bakırdaki valans elektronlar güç kaynağının pozitif kutbuna doğru hareket eder. Bakır elektrik iletiminde yaygın olarak kullanılmaktadır. Sebebi ise maliyetinin düşük olması ve iyi bir iletken olmasıdır. En iyi iletken altın, daha sonra gümüştür. Fakat bunların maaliyetinin yüksek olması nedeniyle elektrik iletiminde kullanılmamaktadır.


    Yalıtkanlar :

    Yalıtkan maddelerin atomlarının valans yörüngelerinde 8 elektron bulunur. Bu tür yörüngeler doymuş yörünge sınıfına girdiği için elektron alıp verme gibi bir istekleri yoktur. Bu sebeplede elektriği ilemezler. Yalıtkan maddeler iletken maddelerin yalıtımında kullanılır. Yalıtkan maddelere örnek olarak tahta, cam ve plastiği verebiliriz. İsterseniz bu örnekleri arttırabilirsiniz.


    Yarı İletkenler :

    Aşağıdaki şekilde gördüğünüz gibi yarı iletkenlerin valans yörüngelerinde 4 elektron bulunmaktadır. Bu yüzden yarı iletkenler iletkenlerle yalıtkanlar arasında yer almaktadır. Elektronik elemanlarda en yaygın olarak kullanılan yarı iletkenler Germanyum ve Silisyumdur. Tüm yarı iletkenler son yörüngelerindeki atom sayısını 8 'e çıkarma çabasındadırlar. Bu nedenle saf bir germenyum maddesinde komşu atomlar son yörüngelerindeki elektronları Kovalent bağ ile birleştirerek ortak kullanırlar. Aşağıdaki şekilde Kovalent bağı görebilirsiniz. Atomlar arasındaki bu kovalent bağ germanyuma kristallik özelliği kazandırır. Silisyum maddeside özellik olarak germanyumla hemen hemen aynıdır. Fakat yarı iletkenli elektronik devre elemanlarında daha çok silisyum kullanılır. Silisyum ve Germanyum devre elemanı üretiminde saf olarak kullanılmaz. Bu maddelere katkı katılarak Pozitif ve Negatif maddeler elde edilir. Pozitif (+) maddelere "P tipi", Negatif (-) maddelerede "N tipi" maddeler denir.

    N Tipi Yarı İletken :

    Arsenik maddesinin atomlarının valans yörüngelerinde 5 adet elektron bulunur. Silisyum ile arsenik maddeleri birleştrildiğinde, arsenik ile silisyum atomlarının kurdukları kovalent bağdan arsenik atomunun 1 elektronu açıkta kalır. Aşağıdaki şekilde açıkta kalan elektronu görebilirsiniz. Bu sayede birleşimde milyonlarca elektron serbest kalmış olur. Bu da birleşime "Negatif Madde" özelliği kazandırır. N tipi madde bir gerilim kaynağına bağlandığında üzerindeki serbest elektronlar kaynağın negatif kutbundan itilip pozitif kutbundan çekilirler ne gerilim kaynağının negatif kutbundan pozitif kutbuna doğru bir elektron akışı başlar.

    P Tipi Yarı İletken :

    Bor maddesininde valans yörüngesinde 3 adet elektron bulunmaktadır. Silisyum maddesine bor maddesi enjekte edildiğinde atomların kurduğu kovalent bağlardan bir elektronluk eksiklik kalır. Bu eksikliğe "Oyuk" adı verilir. Bu elektron eksikliği, karışıma "Pozitif Madde" özelliği kazandırır. P tipi maddeye bir gerilim kaynağı bağlandığında kaynağın negatif kutbundaki elektronlar p tipi maddeki oyukları doldurarak kaynağın pozitif kutbuna doğru ilerlerler. Elektronlar pozitif kutba doğru ilerlerken oyuklarda elektronlerın ters yönünde hareket etmiş olurlar. Bu kaynağın pozitif kutbundan negatif kutbuna doğru bir oyuk hareketi sağlar.

    Azınlık ve Çoğunluk Taşıyıcılar :

    Silisyum ve germanyum maddeleri tamamiyle saf olarak elde edilememektedir. Yani maddenin içinde, son yörüngesinde 5 ve 3 elektron bulunduran atomlar mevcuttur. Bu da P tipi maddede elektron, N tipi maddede oyuk oluşmasına sebep olur. Fakat P tipi maddede istek dışı bulunan oyuk sayısı, istek dışı bulunan elektron sayısından fazladır. Aynı şekilde N tipi maddede de istek dışı bulunan elektron sayısı istek dışı bulunan oyuk sayısından fazladır. İşte bu fazla olan oyuk ve elektronlara "Çoğunluk Taşıyıcılar" az olan oyuk ve elektronlara da"Azınlık Taşıyıcılar" denir. Azınlık taşıyıcılar yarı iletkenli elektronik devre elemenlarında sızıntı akımına neden olur. İçeriğinde çok sayıda yarı iletkenli devre elemanı bulunduran entegrelerde fazladan gereksiz akım çekimine yol açar ve bu da elemanın ısınmasına, hatta zarar görmesine neden olur.
    Konu mahmut7272 tarafından (07-05-2008 Saat 20:17 ) değiştirilmiştir. Sebep: Automerged Doublepost - Cift Mesaj Birlestirme

  8. #5
    Banned mahmut7272 yararli uye mahmut7272 yararli uye mahmut7272 yararli uye mahmut7272 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Mar 2008
    Yaş
    41
    Mesajlar
    99
    Post Thanks / Like
    Teşekkür
    45
    Thanked 132 Times in 68 Posts
    Tecrübe Puanı
    0


    Direnç Renk Kodları

    Dirençlerin değerleri iki şekilde belirtilir :

    1. Değerinin direnç üzerine direkt olarak rakamla yazılması,
    2. Değerinin direnç üzerine renk kodlarıyla yazılması,



    Şu anda bizi ilgilendiren madde 2. maddedir. Bu yöntemle direnç üzerindeki renkli bantlardan sayılara
    ulaşılır.Direnç üzerinde normalde 4 tane bant bulunmaktadır.Bu 4 banttan 3 tanesi ( birbirine yakın o-
    lanlar ) direncin değerini son bant ( 3 tanesinden uzak ) ise direncin toleransını; yani üstünde yazılan
    değerin ne kadar altında veya üstünde bir değerde olabileceğini belirtir.



    Renkler ,karşılık geldikleri sayılar ve tolerans oranları aşağıda verilmektedir.

    Renk Sayı Çarpan Tolerans
    Siyah 0 1 -
    Kahverengi 1 10 ± % 1
    Kırmızı 2 100 ± % 2
    Turuncu 3 1000 -
    Sarı 4 10.000 -
    Yeşil 5 100.000 ± % 0,5
    Mavi 6 1.000.000 ± % 0,25
    Mor 7 10.000.000 ± % 0,1
    Gri 8 100.000.000 ± % 0,05
    Beyaz 9 1.000.000.000 -
    Renksiz - - ± % 20
    Gümüş - 0,01 ± % 10
    Altın - 0,1

    BU BİLGİLERDE FORUMDA PAYLAŞMAK İSTEDİM ÇÜNKÜ TEKNOLOJİYİ KİMSE ZAPT EDEMİYOR BEN BİLE....

  9. The Following 3 Users Say Thank You to mahmut7272 For This Useful Post:

    alitk (26-08-2008), murat7272 (28-05-2008), solujan (30-05-2008)

  10. #6
    Banned mahmut7272 yararli uye mahmut7272 yararli uye mahmut7272 yararli uye mahmut7272 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Mar 2008
    Yaş
    41
    Mesajlar
    99
    Post Thanks / Like
    Teşekkür
    45
    Thanked 132 Times in 68 Posts
    Tecrübe Puanı
    0
    Bilgisayar devreleri yakında tavuk tüyü veya soya yağından üretilen plaketlere yazılacak

    Baskı plaketi olarak da geçen, üzerine bilgisayar devrelerinin işlendiği devre plaketleri petrol tabanlı malzemeden yapıldığı için bilgisayarın doğaya geri dönüşümü en zor parçalarından. Dr. Richard Wool, tavuk tüylerini bilgisayar devrelerinde kullanılan petrol tabanlı bileşenlerin yerine değerlendirmenin yollarını arıyor.

    University of Delaware kimya mühendisiliği öğretim üyesi Dr. Wool projeyi şöyle özetliyor: "Tüm amacımız bilgisayar ve donanım teknolojilerine daha yeşil, çevreye zararı daha düşük bileşenlerin katılması, zararlı atıkların azalması ve tarım endüstrisine destek sağlanması". Dünyanın en büyük çip üreticisi Intel'in de projeye destek verdiğini belirten Dr. Wool, ABD Tarım Bakanlığı'na da bir dilekçe ile 500 bin dolarlık ödenek için başvurduğunu ifade ediyor.
    Bilgisayarların içindeki devre plaketleri epoksi-fiber glas bileşenlerinden üretiliyor. Bilgisayar devreleri bu plaketlerin üzerine işleniyor. Dr. Wool'un planı tam anlamıyla doğal ürünlerin bilgisayar üretiminde kullanılması. Plana göre, epoksinin yerine soya fasulyesi yağı geçecek, tavuk tüyleri ise fiber glas yerine değerlendirilecek. Sonuç çok daha 'doğal' bir bilgisayar aksamlarının hayata geçmesi.
    Peki neden tavuk tüyü?

    Tavuk tüyleri yüzde 50 hava içeriyor, bu özelllik aksamın hafiflemesine olanak verecek. Tavuk tüylerinin mevcut durumda büyükbaş hayvan yemlerinde katkı maddesi olmaktan başka bir kullanım alanı bulunmuyor. Halbuki dünyada yüzlerce çiftlikte binlerce ton tavuk tüyü çıkıyor.

    Tavuk tüylerinin bilgisayara entegre olması için farklı fabrikalarda birkaç işlemden birden geçmesi gerekiyor. Bunun için önce tavuklar çiftliklerde veya tavuk üretim tesislerinde yolunuyor, sonra da bu tüyler sıcak bir ortam sağlanarak endüstriyel fabrikaya gönderiliyor. Kamyonlarla taşınan tonlarca tavuk tüyünün, aralarına karışan kafa, ayak, gaga gibi bilgisayar üretimine girmesi istenmeyen maddelerden temizlenmesi gerekiyor.
    Ham tavuk tüyü çok kereler yıkanmak zorunda. Tüyler sonrasında kurumaya bırakılıyor. Kurulan tüyler saplarından ayrılıyor ve geriye tüyün beyaz fiber kısmı kalıyor. Tüylerdeki fiber, keratin saca benzeyen folyolara dönüştürülüyor. Bu işlem hindi tüylerine de uygulanabiliyor.
    University of Delaware öğretim üyesi Dr. Wool, deneylerinde bu folyoları kullanıyor. Soya yağı da bu noktada devreye giriyor. Fiber folyodan gerekli ebatlarda kesilen parçalar soya yağı ile üstüste tutturuluyor ve yapıştırılıyor. Soya yağı ayrıca, tüyden yapıyan fiberin sertliğinin artmasına da yardımcı oluyor. Sonuçta tavuk tüyünden yapılan devre plaketi üzerine devrelerin işlenmesine uygun hale geliyor.
    Dr. Wool, tavuk tüyünün bilgisayar devresinin yanı sıra inşaat ve otomotivde de kullanım alanı olduğunu vurguluyor; suya ve rüzgara dayanıklı çatı malzemesi veya otomobillerdeki paneller, kapı kaplamaları, çerçeveler gibi.
    Tavuk tüyünden üretilen fiberin tıp alanında da uygulamaları olacak; bunlar arasında kemik eklemeleri, deriye yapılan yamalar sayılabilir. Dr. Wool, gelecekte üreticilerin biyo-maddelere daha fazla ağırlık vermesi gerektiğini vurgulayarak, endüstrinin çevreyle daha barışık bir şekilde üretmesini savunuyor.

  11. The Following 2 Users Say Thank You to mahmut7272 For This Useful Post:

    murat7272 (28-05-2008), solujan (30-05-2008)

  12. #7
    Banned mahmut7272 yararli uye mahmut7272 yararli uye mahmut7272 yararli uye mahmut7272 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Mar 2008
    Yaş
    41
    Mesajlar
    99
    Post Thanks / Like
    Teşekkür
    45
    Thanked 132 Times in 68 Posts
    Tecrübe Puanı
    0
    BİLGİSAYAR DEVRELERİ İÇİN DİGİTAL TERMOMETRE DEVRELERİ VE ŞEMALARI


  13. The Following 2 Users Say Thank You to mahmut7272 For This Useful Post:

    alitk (26-08-2008), murat7272 (28-05-2008)

  14. #8
    Banned mahmut7272 yararli uye mahmut7272 yararli uye mahmut7272 yararli uye mahmut7272 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Mar 2008
    Yaş
    41
    Mesajlar
    99
    Post Thanks / Like
    Teşekkür
    45
    Thanked 132 Times in 68 Posts
    Tecrübe Puanı
    0
    bilgisayar ekipmanları hakkında genel bilgi

    overlock için kasa ve peltıer soğutucu modu hakkında bilgi

    Şu andan itibaren "kasanın toparlanıp kapatılması" sürecine girmiş bulunuyorum. Bu noktada da adım adım resimlerle olayı izlemeye devam edeceğiz. Uzun ve sıkıcı bir süreç olduğunu biliyorum. Umarım kimsenin vaktini boş yere ziyan etmemişimdir...

    İşlemcimizin yüzey iyileştirmesi bitti:



    Siyah makaron ile kaplanan kablolar toparlayabildiğimiz kadarıyla şu hale geldi:



    Termal sensörler, kırmızı makaron ile kaplandı:



    Tepedeki HDD'nin enerji ve SATA kablosu:



    HDD, yabancısı olduğu yeni yerine alışıyor. Altına sessiz ve etkili soğutucusu vidalanacak:



    Önden görünüm:



    HighPower 560W PFC +PP, Zalman ZM-MFC2 ve 3 adet fan 10-15 watt kadar enerji harcıyor:



    Gigabyte ön panel, 2x2 adet güçlü mavi led ile aydınlanıyor:




    Tavsiye ve internetteki araştırmam beni ZM-MFC2 ile buluşturdu. Hemen altında pompanın silüeti gözüküyor:





    Pompa yuvasını monte ettik, 1 adet 90'lık fana sahip:



    Dar ATX kasaları genişletebilmenin bir yolu! Füme renk (siyah) aynayı kasanın dibine yerleştiriyoruz. Böylece çok güzel bir derinlik duygusu ve ışıltı yakalamak mümkün oluyor. Kasası uygun olanlara kolaylıkları ve püf noktalarını daha detaylı açıklayabilirim. Asıl etkileyici yanı, ışıklandırma, örneğin lazer led veya neon (c.c/uv) yerleştirdiğinizde ortaya çıkıyor. Tüm arkadaşlara tavsiye edebilirim. (Ayna kesim: 5 YTL)

    Bu arada onca para verdiğiniz ekran kartlarınızın nedense hep yere doğru bakan en güzel tarafını da aynadan bol bol seyredebileceksiniz. Yani 500-1250 YTL arası bir aletin sırf lehimleri seyredilsin diye mi o kadar süslenmiş, resimler konmuş, fiyakalı bir soğutucu monte edilmiş, göz alıcı renklere boyanmış... Hepsi yere bakıyor ve görmek mümkün değil...







    Fanlardaki ısı sensörünü iptal ediyoruz. Kısa bir tel ile sensörün (termal direnç) bacaklarını kısa devre ediyoruz. Ancak bu şekilde devir 2400'e çıkıyor ve 105 CFM hava üflüyor. Dolayısıyla gerektiğinde fırtınayı azaltmak için Fan Kontrol gerekebilir. Uygulamak zorunda kalan olursa yaptığım işlemi inceleyebilir:


    Not: Anakart üzerindeki v-drop düzeltmesi için gereken hard-mod'u da yayınlamayı düşünüyordum ama elektronik tecrübesi olmayanların hiç ama hiç denememesi gereken birşey olduğunu şimdiden hatırlatmalıyım.





    hepinize teşekkürler

    mahmut7272

  15. The Following 2 Users Say Thank You to mahmut7272 For This Useful Post:

    murat7272 (28-05-2008), solujan (30-05-2008)

  16. #9
    Banned mahmut7272 yararli uye mahmut7272 yararli uye mahmut7272 yararli uye mahmut7272 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Mar 2008
    Yaş
    41
    Mesajlar
    99
    Post Thanks / Like
    Teşekkür
    45
    Thanked 132 Times in 68 Posts
    Tecrübe Puanı
    0
    BİLGİSYARIN AŞIRI ISINMASINDA

    Sistemin aşırı ısınması ve gürültülü çalışması genellikle birbiriyle bağlantılı sorunlardır. Hızlı işlemciler önemli miktarda ısı yayar ve sistemin istikrarlı bir şekilde çalışması ve yüksek performans göstermesi için bu ısının dağıtılması gerekir. İşlemci ve masaüstü anakartın üzerindeki termal sensörler, sistemin ısısını izler ve ısı optimum ayarın üzerine çıkarsa, fan hava akışını artırmak ve daha fazla soğutma sağlamak için daha hızlı döner. Sistemin daha gürültülü çalışmasına bu artan hava akışı neden olur.
    Aşırı ısınma ve yüksek fan hızı sorunlarının en aza indirgenmesinde, işlemcinin doğru takılması ve ısı yayılımını en üst düzeye çıkaracak şekilde ayarlanması büyük önem taşır. Bu cevaba, doğru sistemi seçmenize yardımcı olacak bazı ipuçları ve işlemci ısı emicisinin doğru takılma yöntemini adım adım anlatan bir kılavuz ekledik.
    Doğru sistemi seçmek
    Sistem düzenini planlamak ve önceden doğru bileşenleri seçmek için zaman ayırmak büyük önem taşır. Termal performansı etkileyen en önemli bileşenlerden biri de kasadır. Intel Termal Açıdan Avantajlı Kasa sürüm 1.1’in (TAC 1.1) kullanılmasını önerir. Bu kasalar 38°C’lik sistem ortam ısısı sağlayacak şekilde tasarlanmıştır. Kasanın kapağında, işlemcinin hemen üzerinde havalandırma kanalı bulunur ve bu kanal soğuk havanın işlemciye ve işlemci çevresindeki bileşenleri soğutacak ısı emicisine yönlendirilebilmesini sağlar. Genel olarak TAC 1.1 kasası video adaptörüne soğuk hava ulaştırmak için, grafik kartının bulunduğu alanın üzerini de havalandırır.
    Tüm termal açıdan avantajlı kasalarda, ortam ısısının 38°C dolaylarında kalmasını sağlamak için en az iki kasa fanı (biri önce, biri de arkada) bulunmalıdır. Önerilen en düşük fan çapı 92 mm’dir ama ideal fan boyutu 120 mm’dir. Bunun nedeni ise 120 mm çapındaki bir fanın, daha küçük bir fana kıyasla daha iyi hava akışı sağlamasıdır; ki bu da fanın daha yavaş çalışacağı ve dolayısıyla da daha sessiz çalışacağı anlamına gelir. Her kasa fanının üzerinde hava akışının yönünü gösteren bir ok olmalıdır. Ön kasa fanı havayı kasanın içerisine çekecek şekilde, arka kasa fanı ise sıcak havayı kasadan tahliye edecek şekilde monte edilmelidir."

    İşlemci marka ve modeli önemli. Bazı işlemciler için bu sıcaklık normal bazıları için yüksek. emin değilim ama kasa içi sıcaklığı sorun olabilir toz ve benzeri nedenlerle hava sirkülasyonu azalmış olabilir.

    Deneyimli bir kullanıcı isen kasanı sök ve parçaları temizle kendine güvenemezsen bir servis bunu senin için yapabilir.
    p3 te ısınma sorunu pek karşılaşılan birşey değil. Öncelikle işlemci ile soğtmua bloğunun arasında boşluk olmamasına dikkat et ve termal macun sür. Sonrada işlemci fanını kontrol et.Açtığın zamanlar bazen dönmüyor ise bir sorun var fanda.Değişim gerekli sanırım.Piyasada PIII için uygun soğutular var.Bir zamanlar Thermaltake soğutucum vardı PIII için çok çok iyi idi.800 Mhz@1000 Mhz iyi O/c oluyordu...Konumuza dönecek olursak normali bir ısıl değer PIII ortalama 30-40 C arası normal olarak görmekteyim ben.Yinede sen değişimi ve termal macun uygulamasını yaparak tekrar denemeler yap.Pentium işlemcilerde temel ısınma sorunu diye bir olgu P4 işlemci serisiyle beraber doğdu P3'lerin sende olan değere ulaşması normal şartlarda imkansız gibi birşey.
    Bugün Prescott dediklerimiz bile bu kadar ısınmıyor.
    Yukarıda arkadaşlar söylemişler,fanı-ısı çukurunu-termal macunu bir kontrol et.
    Varsa farklı bir güç kaynağı takıp dene (Nadirde olsa voltaj yetersizliği nedeniyle akım zorlanınca ortaya ısı çıkabiliyor).

  17. The Following 2 Users Say Thank You to mahmut7272 For This Useful Post:

    murat7272 (28-05-2008), solujan (30-05-2008)

  18. #10
    Banned mahmut7272 yararli uye mahmut7272 yararli uye mahmut7272 yararli uye mahmut7272 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Mar 2008
    Yaş
    41
    Mesajlar
    99
    Post Thanks / Like
    Teşekkür
    45
    Thanked 132 Times in 68 Posts
    Tecrübe Puanı
    0
    geleceğin monitörleri









    hepinize teşekkür ederim

  19. The Following 2 Users Say Thank You to mahmut7272 For This Useful Post:

    murat7272 (28-05-2008), solujan (30-05-2008)

+ Konu Cevaplama Paneli
Sayfa 1 Toplam 2 Sayfadan
1 2 SonuncuSonuncu

Thread Information

Users Browsing this Thread

There are currently 1 users browsing this thread. (0 members and 1 guests)

     

Bookmarks

Yetkileriniz

  • You may not post new threads
  • You may not post replies
  • You may not post attachments
  • You may not edit your posts
TOPlist TopSat.Org