Hicri yılımızın başında ve miladi yılımızın da sonundayız. Yani harcadığımız yılların tam bir muhasebesini yapma günlerindeyiz.
Tükettiğimiz yıllardan bize ne kaldı, bu gidişle tüketeceğimiz yıllardan ne kalacak? Dini hayatımızda bir gelişme ve ilerleme söz konusu mu? Hesabını verebileceğimiz bir hayat yaşıyor, her yıl manen daha da yükseliyor muyuz bunu bir düşünsek, İmam-ı Şibli Hazretleri'nin Bağdat'taki meşhur vaazlarına biz de kulak versek mi?

Hatırlanacağı üzere, şarkın o günkü mürşidi (334) Bağdat'taki vaazlarına hep aynı cümle ile başlardı:

- Ey Müslümanlar! Hesaba çekilmeden önce kendinizi hesaba çekin!

Şibli'nin ısrarla ifade ettiği "hesaba çekilmeden önce kendimizi hesaba" ikazını düşünen bir talebesi sorar:

-Her konuşma başında 'Hesaba çekilmeden önce kendinizi hesaba çekin!' diyorsunuz.

Biz burada kendimizi hesaba çekersek, sanki ahirette hesaba çekilmeyecek miyiz? Hesabımız kolay mı olacak?

İmamın cevabı ümit kırıcı değil ümit verici olur:

- Burada kendini hesaba çekerek yaşayan, orada hesabını vermekte zorlanmaz. Efendimiz'in, "Hesaba çekilmeden önce kendinizi hesaba çekin!" buyurması sebepsiz değildir.

Bu cevabı düşünmeye başlayan soru sahibi, ahirette hesabını veremeyeceği şeyleri dünyada yapmamaya karar verir, kendini hesaba çekerek yaşamaya başlar. Tam bu sırada bir gece rüyasında hocası Şibli'yi, beyaz bir at üzerinde bulutlara doğru uçup giderken görünce seslenir: Birazcık bekle, ben de geleyim seninle!. İmamın cevabı manidar:

-Ben bu hapishaneden bir kurtuldum, bir daha bekler miyim burada?.. Bu rüyanın manasını öğrenmek için sabah erkenden üstadını ziyarete gider. Bakar ki kapısında cenaze hazırlığı yapılmaktadır. O zaman hocasının dünya hapishanesinden kurtulup ahiret saraylarına doğru uçup gittiğini anlar. Ancak gece gündüz hasretini çektiği hocasını bir gece yine rüyasında görünce merak ettiği ilk sorusunu sorar.

- Sen der, dünyada kendini hep hesaba çekerek yaşar, bizlere de kendimizi hesaba çekmemiz için ikazlarda bulunurdun. Orada hesabın nasıl oldu, halin nicedir?. İmam cevap verir:

-Melekler beni hesaba çekmek üzere karşıma geçtikleri sırada ben titremeye başladım. Bu sırada Rabb'imden bir hitap geldi:

-O kuluma hesap sormayınız. Çünkü o hesabını yaparak geldi buraya! Verilemeyecek hesabı yoktur!..

Şibli Hazretleri, "Siz de" der, "hesapta zorlanmak istemiyorsanız, kendinizi hesaba çekerek yaşayın, hesabını veremeyeceğiniz bir hayatla gelmeyin buraya. Göreceksiniz sizin de hesabınız kolay olacaktır. Çünkü verilemeyecek hesapla gelmemiş olacaksınız buraya."

-Ne dersiniz? Biz de harcamaya başladığımız hicri yılımızın başında, harcadığımız miladi yılımızın da sonunda kendimizi şöyle bir hesaba çeksek, harcadığımız senelerin hesabını düşünerek hizmet ve himmetimizle birlikte tövbe, istiğfarlarımızı da çoğaltsak mı? Hiç olmazsa bu yılbaşında kendimizi yenileme kararı alsak mı? Yoksa boş mu ver? Ömrümüzden bir sene daha kaybettiğimiz halde, sanki bir sene daha kazanmış gibi, vur patlasın çal oynasın düşüncesizliğine düşenlere biz de katılarak, malum tekerlemeyi biz de mi tekrarlasak, "Ayağını sıcak tut başını serin, hayatını yaşa, düşünme derin." mi desek?

Unutmamak gerek ki, düşünmeden gafletle yaşanan hayatın sonundaki pişmanlık çok derin oluyor, ama bu son pişmanlığın hiç de faydası olmuyor.

Muhasebesini yaparak yaşayacağımız mutlu yıllar dileğimle.

Ahmed Sahin

A L I N T I D I R
Ulusal Gazete
30.12.2009
Ahmet Ş A H İ N